-
1 vorstellen
vor|stellenI vt2) ( Uhr) öne almak, ileri almak3) ( bekannt machen) tanıtmak, tanıştırmak (-le), takdim etmek (-e);darf ich Ihnen Frau Müller \vorstellen? sizi Bayan Müller ile tanıştırabilir miyim?4) ( bedeuten) anlama gelmek;was soll das \vorstellen? bu ne anlama geliyor?5) ( darstellen) göstermek, temsil etmek6) ( ausmalen)sich dat etw \vorstellen bir şeyi göz önüne getirmek, bir şeyi tasavvur etmek, bir şeyi hayal etmek, bir şeyi zihninde canlandırmak;das kann ich mir gut \vorstellen bunu gözümün önüne getirebiliyorum;darunter kann ich mir nichts \vorstellen bundan bir anlam çıkaramıyorum;stell dir mal vor! ( fam) bir düşünsene!8) ( mit etw verbinden)II vrsich \vorstellen ( sich bekannt machen) kendini tanıtmak -
2 vergegenwärtigen
vergegenwärtigen* [---'---]vtsich dat etw \vergegenwärtigen ( vor Augen rufen) bir şeyi göz önüne getirmek, bir şeyi tasavvur etmek; ( sich vorstellen) bir şeyi hayal etmek, bir şeyi düşlemek [o zihninde canlandırmak], bir şeyi tasavvur etmek; ( sich erinnern) bir şeyi hatırlamak -
3 fantasieren
fantasieren v/i <o ge-, h> hayal görmek;( von -i) hayal etmek; MED sayıklamak -
4 fantasieren
fantasieren*RR [fanta'zi:rən] -
5 einbilden
darauf kannst du dir etwas einbilden bundan gurur duyabilirsin -
6 spinnen
spinnen <spann, gesponnen, h>1. v/t örmek, eğirmek; fig kurmak, hayal etmek -
7 träumen
träumen <h>1. v/i rüya/düş görmek;das hätte ich mir nicht träumen lassen rüyamda görsem inanmazdım
См. также в других словарях:
hayal etmek — hayallemek ... yarınki Türk operasını hayal eder, bize yepyeni, bambaşka ufuklar açardı. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayal — is., li, Ar. ḫayāl 1) Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, imge, hülya Mustafa Kemal hayallerin değil, hakikatlerin adamı idi. F. R. Atay 2) Belli belirsiz görülen şey, gölge 3) fiz. Görüntü İnsanın aynadaki hayali … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahayyül etmek — hayal etmek Başka ufuklar, başka hayaller tahayyül ediyorum, yeni bir dünyaya doğmuş gibi! Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tespit etmek — 1) bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirmek, oynamaz duruma getirmek 2) bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde göstermek Hayal meyal seçtiklerini isabetle tespit edemezler. A. Ş. Hisar 3) belirlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahayyül — (A.) [ ﻞﻴﺨﺕ ] hayal etme. ♦ tahayyül etmek hayal etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
hayallemek — i Bir şeyi zihinde tasarlayıp canlandırmak, hayal etmek Boş ol deyince karılarının pılı pırtı toplayıp gitmesini hayalliyorlar. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
ümide kapılmak — olacağını düşünmek, hayal etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurmak — i, ar 1) Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. F. R. Atay 2) Hazırlamak Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak. R. H. Karay 3) Yaylı, zemberekli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğmak — nsz, ar 1) Dünyaya gelmek 2) Güneş, ay, yıldız ufuktan yükselerek görünmek Bir sabah güneş doğarken kafile yola çıktı. R. N. Güntekin 3) e Düşünce, hayal vb. zihinde birdenbire oluşmak 4) mec. Ortaya çıkmak, sonucu olmak Nezaket denen şey,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük